Yetkisiz Yayının Dökümü - İlgili Cisim: [-tekrar dene, seni kurnaz-]
Kayıt Alındıktan Sonra Geçen Süre: 21 Saat
Paylaşım Tarihi 2023-08-25 12:59:00

Nora Night Nora Night

Yetkisiz Yayının Transkripsiyon Metni
Transkripsiyon Kaynağı: [BİLİNMEYEN DEĞİŞKEN]
Kayıt Alındıktan Sonra Geçen Süre - 21 Saat


> Kaydedilen yayın günlüğünün transkripsiyon tarihi: [Bilinmiyor]
> Sinyalin yakalandığı uzay gemisinin kayıtlı olduğu kişi: [tüm kenetleme ücretlerini Nef Anyo'ya yönlendirin]
> Kayıtlı seri numarası: [veri bozuk]
> Transkripsiyon aşağıdakileri içerir:

NORA: "Yine geç saatlere kaldığımız bir yayınla sizlerleyiz, Rüyacılar. Bu bir nevi resmi saatlerin göstermediği ikinci bir gece yarısı. Özel olarak beklemediğin ama içinde yol aldığın bir saat — ıssız yollarda iz sürüp, boş Raylara yelken açtığın, ne kadar gitsen de ufukta kadranını işaretleyecek bir güneşin olmadığı bir zaman. Ama bunu duyuyorsanız, saatin kaç olduğunu zaten biliyorsunuzdur.

Yine de buradayım, hattımda yanıp sönen başka bir yeşil ışığa doğru bakıyorum. Ben kimim ki başka bir uykusuz ruhu ihtiyaç anında geri çevireyim?"

Arayan: "Sanırım sıra bende. Umarım önemli bir şeyi bölmüyorumdur."

NORA: "Önemli mi? Hayır. Ben sadece, Ducat havuzuma dalarak her gece içtiğim, şişesi milyon kredilik Prisma Şampanyamla beraber türlü endişeler içindeyim. Ruh halimi iyileştirmek için elinden gelenin en iyisini yap, gizemli arayan."

Arayan: "Dr. Fidelia Scorse. Ama herkes bana Delia diye hitap eder. Elbette bana istediğiniz şekilde seslenebilirsiniz, Bayan Night."

NORA: "Dur bakalım, bu mekanda sadece bir tane düzgün konuşmacı için yerimiz var Doktor. Aklına bir şey mi takıldı yoksa takdirini göstermek için mi aradın?"

Arayan: "İnanın keşke ikincisi olsaydı ama hayır. Küçük bir maden kolonisinde çalışıyorum. Grineer'ın bizi kendi halimize bırakacağı kadar küçük bir koloni. En azından şimdiye kadar gelen olmadı. Sakıncası yoksa, böyle kalmasını tercih ederim."

NORA: "Sağduyu, benim ikinci adımdır — tabii eğer birine ikinci adımı söylemem gerekseydi."

Arayan: "Buradaki durum... kötüye gidiyor, Grineer olsun ya da olmasın. Mesela bir madencinin eşi. Kocasının tırnakları hakkındaki şikayeti nedeniyle onu kliniğime sürükledi."

NORA: "Anlattıkların şimdiye kadar oldukça sıradan. Hikayenin dönüm noktası nedir?"

Arayan: "Tırnakları. Çatlak, nemli ve ortadan ikiye ayrılmış. Mümkün olan en kısa sürede işine geri dönebilmesi için tırnaklarını iyileştirip sertleştirecek bir ilaç istediler.

Ben bir bilim insanıyım ama bizimki gibi küçük bir kasabada insanlar hakkında çok daha fazla şey öğrenilebiliyor. Tırnakları… bana keratin eksikliğinden ziyade tekrarlayan stresten dolayı hasta gibi göründü. Sanırım onları çiğniyordu. Gergin veya stresli olduğu zamanlar. Tahmin edebileceğiniz gibi, buraya kadar alışılmadık bir şikayet değil. Ama bunun hakkında konuşmayı reddetti. Eşinin huzurunda bu konuyu açmak istemediğini hissettim."

NORA: "Sanırım eşinin odadan çıkmasını istedin."

Arayan: "Evet. Ama bana herhangi bir itirafta bulunmadı. Sadece aptalca sırıtıp durdu. Neden bahsettiğim hakkında hiçbir fikri yoktu. Kendini iyi hissettiğini söyledi - aslında daha önce hiç bu kadar iyi olmamış gibiydi. Hemen işine dönmesi gerektiğini söyledi. Onu tutmak için bir nedenim olmadığından onu işine gönderdim."

NORA: "Ama aslında, çokça neden olduğunu tahmin ediyordun."

Arayan: "O zamanlar bunu bilmemin imkanı yoktu. Ardından daha fazla hasta geldi. Ve daha fazlası. Yaralı ve kanlı eller. Kırık parmaklar. Sonra uykusuzluk, aşırı yorgunluk vakaları geldi. Susuzluk. Yetersiz beslenme... Bu kolonideki neredeyse her yetişkin o madende bir şekilde çalışıyor. Ve neredeyse hepsi geçen hafta beni görmeye geldi.

Ve daha sonra... hastalar gelmeyi bıraktı. Tamamıyla."

NORA: "Anladığım kadarıyla yanlış giden her şeyi düzeltmek için o madene kurallara uyulmasını sağlayacak elemanlar göndermelisin."

Arayan: "Burada sadece ben varım. Herhangi bir desteğim yok. Bu yüzden orayı bizzat ziyarete gittim. Üç gün önce."

NORA: "Peki. Oradan tek parça olarak kurtuldun sanırım, doğru mu? Yani... aklın ve vücudun sağlam... bizi merakta bırakma, Delia. Orada ne buldun?"

Arayan: "Hepsi oradaydı. Tüm koloni. Tamamı. Kazıyorlardı. Günlerdir kazıyorlardı. O ilk hastayı gördüğüm günden beri. Dinlenme, uyku veya yemek olmaksızın kazıyorlardı. Her gün tekrar ziyaret ettim ve hep aynı şeyi gördüm. Belki sonunda rahatsız olurlar ve beni durdurmaya çalışırlar diye düşündüm, ama devam ettiler - tünelin sonu boyunca aptallar gibi sırıtarak devam ediyorlardı."

NORA: "Herhangi birine nedenini sormayı denedin mi?"

Arayan: "Evet, denedim. Ne halt ettiklerini sorduğumda memnuniyetle sorumu cevapladılar.

Kazıyoruz dediler. Sanki dünyanın en doğal işiymiş gibi.

Çamur dışında hiçbir şey taşımıyorlardı bile. Ne kadar derine inersen, arta kalan tüm cevher ve madencilik ekipmanlarını geri çıkarmak ve manevra yaptırmak o kadar zor olur. Eliptik kazıcılar, ayırıcı yakıcıları, taşıyıcı vagonlar... Hepsi."

NORA: "Bir dakika. Madencilik ekipmanından neden bıraksınlar ki? Madencilerden önce onların bozulabileceğini söylemem."

Arayan: "Bozulmadılar. İkinci gün madencilerden birinin geniş çaplı bir matkap kullandığını gördüm - hem de gücü tükenene kadar. Bozulmadı, sadece şarjı bitti. Aleti olduğu yere bıraktı, bir balyozu aldı ve hemen işine döndü. Pili değiştirmeye zaman harcamak istemedi. İşin sonunda el aletlerinden bazıları kırılmaya başlamıştı. Onları da bıraktılar ve devam ettiler... durmaksızın devam ettiler."

NORA: "Tırnaklarıyla..."

Arayan: "Kazmaya devam ettiler."

NORA: "Delia; oradan çıkabilir misin? Net bir çıkarma noktası var mı? Seni temin ederim ki, sana yardımcı olmak isteyen dinleyicilerimiz var..."

Arayan: "Bu bir itiraf, Bayan Night.

Bu sabah erkenden tünelin dibine bir dağı doğrudan Phobos'a fırlatmaya yetecek kadar patlayıcı yükledim. Artık aşağıda kendi kendine çöken sıvı çakıldan başka hareket eden bir şey kalmadı."

NORA: "Delia... Kaç kişi-"

Arayan: "Üç. Üç madenci. Hepsi bu."

NORA: "..."

Arayan: "Taşıyabileceklerimi sakinleştirdim, taşıyamadıklarımı ise dışarıda tuttum. Elimden geldiğince onları kanserden korudum, ama en iyi ameliyatla bile yine de birazda olsa canlı doku kalabiliyor

Hayatta kalanların hiçbiri benimle bu konuda yüzleşmedi. Herkes bunun bir 'kaza' olduğunu söylüyor.'

Zamanla parçaları birleştirecekler. Kazacak yeni bir yer bulacaklar. Operasyon alanını ilk kez değiştirmiyoruz. Hayatta kalabilmemiz için.

NORA: "Ama aşağıda kalanlar hariç."

Arayan: "Son bir şey daha bilmelisin. Bence bu önemli.”

Her gün, uyandık oldukları her an kazdılar. Aynı yolda devam ettiler, doğru, ama aynı yöne doğru değil. En azından her zaman böyle gitmedi. Maden tünelleri, tersyüz olmuş bir sarmal merdiven gibi büklümler ve kendi içine dönen yollardan oluşuyordu. Hiçbir anlam ifade etmiyor. Ve sonra, senin Deimos'taki Corpus'la konuştuğunu duyduğum o an parçalar bir araya gelmeye başladı.

Bir yere doğru kazıyorlardı. Maden tünelleri boyunca hedeflerini kovalıyorlardı, her bir taş ocağı diğerini takip ediyordu. Kazmayı asla bırakmadılar. Asla. Bırakamazlardı. Çünkü onları çağıran şey yerin altında değildi. Onları çağıran şey diğer taraftaydı: yörüngedeki bir cisim.

Deimos'a ulaşmak için kazıyorlardı."


[İleti Sona Erdi]